rss: yazılar
arama
Kutsal Kitaplara İnanmak
Allahu Teala, kullarına hak olan doğru yolu ve hayatı öğretmek, emirlerini bildirmek için bazı Peygamberlere kitap, bazılarına da sahifeler göndermiştir. Bunlara iman etmek ve son ilahi kitap ile amel etmek de farzdır. Gönderilen dört büyük kitap ve peygamberler şunlardır:
1-Zebur: Hz. Dâvud Aleyhisselama,
2-Tevrat: Hz. Musa Aleyhisselama,
3-İncil: Hz. İsa Aleyhisselama,
4-Kur’an-ı Kerim: Hz. Muhammed Aleyhisselam’a indirilmiştir.
Sahifeler ise şunlardır:
10 sahife Hz. Âdem’e, 50 sahife Hz. Şît’e, 30 sahife Hz.İdris’e, 10 sahife de Hz.İbrahim Aleyhisselam Efendimize indirilmiştir.
Kur’an-ı Kerim en son indirilmiş ve kendisinden önceki kitap ve sahifelerle amel etme hükmünü ortadan kaldırmıştır. Hem diğer kitap ve sahifeler belirli bir zaman ve millete gönderildiğinden Kur’an gelince, onlarla amel etme bitmiştir.
Kur’an-ı Kerim, bütün insanlığa gönderilmiştir, kıyamete kadar hükmü devam edecek bir hidâyet kitabıdır. Kimse onu değiştiremez, yerine başka bir kitap koyamaz. O, önceki hak kitapları tasdik eder; ayrıca onları kontrol eder, insanlar tarafından bozulmuş kısımlarını düzeltir. Bütün insanlığın ilahi hükümleri düzgün almasını sağlar.
Allahu Teala’nın kullarına göndermiş olduğu bütün kitap ve sahifelere, içindeki emir ve yasaklara inanmak her müslümana farzdır.
Tevrat ve İncil’in bozulmamış aslına iman etmek farzdır. Fakat Yahudî ve Hrıstiyanların bozup değiştirdiği bugünkü Tevrat ve İncil bu halleriyle hak kitap değildir; Hz. Kur’an’ı bırakıp onlarla amel etmek helal değildir. Edilse, hak olmaz, Allah katında kabul görmez. Onlar hiç bozulmadan, değiştirilmeden kalsalardı bile, yine amel edilmeyecekti. Çünkü Yüce Allah böyle istemektedir.
Bugünkü Tevrat ve İncil’le amel edilmesi helal değildir; fakat onların içlerinde asıl Tevrat ve İncil’den parçalar, pasajlar, bölümler bulunduğu için, onlara hakaret etmemelidir. Onlara Kur’an gibi saygı gösterilmese de, işe yaramaz bir kitap muamelesi yapmamalıdır.
Her müslümanın Kur’an’dan namazda okuyacağı kadarını öğrenmesi ve ezberlemesi farzdır.
Kur’an’daki ilâhî hükümlerin tamamını bilmek, farz-ı kifâyedir. Bir gurup müslüman bu görevi yerine getirince, diğer mükelleflerden mesuliyet düşer.
Kur’an-ı Hakim’i başka bir dildeki mealinden okumak, faydalıdır, fakat bu meal Kur’an yerine geçmez.
Meal ve tefsir Kur’an’ı anlamak içindir.
Kur’an-ı kerimin herhangi bir dildeki meali ile namaz kılmak caiz değildir.
Namaz kılan kimsenin namazda okuduğu şeylerin manasını bilmesi faydalıdır, faziletlidir, fakat farz değildir.
Meal, dini yeni öğrenen kimseye tavsiye edilmez. Bu kimsenin önce, bütün ayetleri yeterince açıklayan kısa ve kolay bir tefsir okuması uygundur.
Temel dersleri tek başına kitaptan okumak bazen sakıncalı sonuçlar meydana getirir. Özellikle Kur’an sünnet gibi dinin temel kaynakları, işin ehli bir hoca ile birlikte okunmalıdır.
Sadece mealden okunan ve anlaşılan şey ile amel etmek de sakıncalıdır.
Yrd. Doç. Dilaver SELVİ – Temel İnanç Esasları , 53-55
Bu yazı 3.293 kere okunmuştur.
Sosyal medya:
Tweetle