rss: yazılar
arama
Kesmeyen Kılıç
İbadette ihlâs nasıl olurmuş, Hz. Ali r.a’dan öğren. Allah aslanını hilelerden arınmış bil.
O, savaşta bir yiğidi altetti, hemen kılıcını çekip üstüne saldırdı. O müşrik ise, Peygamber’in, her velinin övündüğü Ali’nin r.a yüzüne tükürdü.
Hz. Ali r.a derhal kılıcı elinden attı, onunla savaşmaktan vaz geçti. Savaşçı er bu işe, bu yersiz af ve merhamete şaşıp kaldı. Dedi ki:
“Bana kılıcını kaldırmıştın, neden indirdin ve beni bıraktın?”
“Benimle savaşmaktan daha önemli ne gördün de, beni avlamaktan vazgeçtin? Ne gördün ki, bu derece kızgınken yatıştın; böyle bir şimşek çaktı, sonra sönüverdi? Ne gördün? O gördüğün şeyin yansıması bana da vurdu; gönlümde, canımda bir ışık hüzmesi parladı. Yiğitlikte Allah aslanısın; iyilikte kimsin, bunu kim bilir?”
“Ey baştan başa akıl ve göz olan Ali! Gördüğünden bir parçacık söyle. Yumuşaklık kılcın canımızı parça parça etti; ilim suyun toprağımızı arıttı. Açıver; biliyorum bu Allah sırlarındandır. Çünkü kılıçsız adam öldürmek ancak onun işidir…”
Müminlerin Emiri o gence dedi ki:
“Ey yiğit! Savaşırken sen benim yüzüme tükürünce nefsim kabardı, hiddet ettim, huyum harap ve berbat bir hale geldi. Öyle bir hale geldim ki, o anda savaşımın yarısı Allah içindi, yarısı nefsim için. Allah işinde ortaklık yaraşmaz. Sen Yaradan’ın nakışısın. Seni O kudret eliyle yarattı, bezedi. O’nunsun, benim değil.”
Müşrik bu sözü işitti, gönlünde öyle bir nur zuhur etti ki, kâfirlik bağını kesiverdi. “Bana Kelime-i şehadet’i söyle, ben de söyleyeyim. Seni zamanın en büyüğü gördüm” dedi.
Onunla beraber kavminden elli kişiye yakın kimse de aşıkâne dine geldiler, müslüman oldular. Hz. Ali r.a, hilim (yumuşaklık) kılıcıyla bu kadar boğazı, bu kadar halkı kılıçtan kurtardı. Hilim kılıcı demir kılıçtan daha keskin, ordulardan daha üstündür.
(Mesnevi’den Kıssalar – Yusuf Yavuz, Semerkand Dergisi, Kasım 2001.)
Bu yazı 2.515 kere okunmuştur.
Sosyal medya:
Tweetle