rss: yazılar
arama
Kaza ve Kader inancı
Yüce Rabbimiz buyurur ki;
“Biz, her şeyi bir kader/ölçü ile yarattık.” (1)
Kader: Allahu Teala’nın ezelden ebede kadar meydana gelecek şeylerin zamanını, mekanını, hangi suret ve hangi şekilde olacağını, daha o şeyler olmadan ilmiyle bilip yüce iradesiyle takdir ve tayin etmesine “Kader” denir.
Kaza: Allahu Teala’nın ezelde takdir buyurduğu şeylerin zaman ve mekanı gelince, takdir edildiği şekilde meydana gelmesine “Kaza” denir.
Kader, Yüce Allah’ın kudretinin bir eseridir. Yüce Allah’ın, olmuş ve olacak her şeyi bilmeye, görmeye, işitmeye, onlara dilediği şekli vermeye gücü yeter.
Kâinatta Allahu Teala’nın ilminin, iradesinin ve yaratmasının dışında hiçbir şey yoktur. Her şeyi irade ve idare eden O’dur.
Kul, kaderini bilmekle değil; başına gelmiş ve gelecek her şeyi Yüce Allah’ın önceden bildiğine iman etmekle mükelleftir/sorumludur.
İnsan, kader sırrını çözmekle değil, kendisine emredilen ilahi görevleri bilmekle ve gücü kadar yerine getirmekle yükümlüdür.
Kader hakkındaki vesveselerden akıl ve felsefeyle değil, alemlerin Rabbine iman edip teslim olmakla kurtulmak mümkündür.
Allahu Teala insana akıl, irâde, ilim ve düşünme kabiliyeti vermiş, ayrıca kendilerine peygamberler gönderip hayrı ve şerri, iyiyi ve kötüyü, hak ile batılı öğretmiştir. Bunun için insan mükellef tutulmuş ve mesul olmuştur. Artık insanın yaptığı işler hayırsa sevap; şer/kötü ise ve kul da tövbe etmemişse azab olarak karşılık görecektir.
Bunun için hiçbir kimse: “Ben ne yapayım, kaderimde bu varmış, elimden ne gelir?” deyip de isyanlara dalamaz ve bu sözle mesuliyetten kurtulamaz.
Çünkü, bu insanın başında hayrı ve şerri ayırt edecek bir akıl ve önünde iyiyi ve kötüyü öğreten bir peygamber bulunmaktadır. Kötülüklere dalan insanın iyilik yapma kabiliyet ve imkânı da bulunmaktadır. Bunun için kul, ciddi olarak hangi ameli ister, ona yönelir ve karar verirse, genelde Cenab-ı Hakk onu yaratır. Yaratmadığı da olur.
Kulun her istediği olmaz.
Kulun istediği her şey Yüce Allah’ın irade ve yaratmasıyla vücut bulur.
Her amelin iki yönü vardır. Birisi, yaratılması. Bu Yüce Allah’a aittir. Diğeri de sorumlusu, Sorumluluk kula aittir.
Allah iyiliği yaratır, kötülüğü yaratmaz, kötüye hiç karışmaz demek doğru değildir. Yaratıcı birdir. İyilikleri de kötülükleri de yaratan, o yapılmadan önce bilen, takdir eden ancak Yüce Allah’tır.
Kulun irade ile yaptığı işler, onun ameli olur. Yapın veya yapmayın diye emredilen her amelin bir karşılığı bulunur. Hayır işler sevap, kötü işler azap sebebi olur.
Kul, kusurlu işlerine tövbe ederse, affolur, hatta güzel tövbe ile günahlar sevaba bile dönüşür. Bu, Yüce Allah’ın bir rahmetidir; tövbe eden mümin kullarına güzel bir müjdedir.
Kula kulluk yakışır, hüküm Yüce Allah’a aittir.
Cennet veya cehennem olmasaydı bile, bize, Yüce Yaratıcımıza edeple kulluk düşerdi.
O’na sonsuz hamd olsun.
___________
1 Kamer 54/49.
Yrd. Doç. Dilaver SELVİ – Temel İnanç Esasları , 110-112
Bu yazı 14.493 kere okunmuştur.
Sosyal medya:
Tweetle