rss: yazılar
arama
İş Ahlakı ve Helal Kazanç
Hiç şüphe yok, Rabbimiz insanoğlunu boş yere yaratmadığı gibi başıboş da bırakmadı. Evvela Yaradanı’nı bilmekle, O’na kulluk etmekle yükümlü kıldı. Bahşettiği akıl, irade ve hürriyet nimetlerinin bir tezahürü olarak önüne yollar koydu; imtihana tabi tuttu.
İnsanoglunun dünya imtihanında başarılı olması, ebedi hayatta hüsrandan kurtulup ilâhi nimetlere kavuşabilmesi, iman ederek salih ameller işlemesine, isyandan ve kötülüklerden sakınmasına bağlıdır. Cenab-ı Mevlâmız, yine bir nimet olarak bunu da bildirdi. Mukaddes Kitabımızın ana mesajı budur. Tutulan bu iki yolun insanoğlunu götüreceği menzil, müteaddit sure ve ayetlerde detaylarıyla anlatılır.
Elbette her kişinin dünya ve ahiretle ilgili beklentileri vardır. Bu beklentilere kavuşabilmesi ise istek ve temennilere değil; bu uğurda çalışıp çabalamasına, sebeplere yapışıp üzerine düşenleri gereğince yapmasına bağlıdır. Çünkü hiçbir nimete çalışmadan kavuşmak mümkün değildir. İlâhi nizam böyledir. Diğer taraftan, kötü işler yapanların, isyan ve günahla ömür tüketenlerin yaptıkları da yanlarına kâr kalmaz. Bu da kesin olarak böyledir.
Evet; bir nimete ulaşmak için gayret sarfetmek şarttır. Bu, dünya işlerinde de, manevi plânda da aynıdır.
Eğer bu dünya insanların aynı maddi imkanlar içinde yaşayacağı bir dünya olsaydı, herkes temennisini gerçekleştirir, beklentisine ulaşırdı. Ama hayatın gerçekleri bunun günümüze kadar mümkün olmadığını gösteriyor; bundan sonra da mümkün olmayacak.
Yazının devamı için aşağıdaki linke tıklayınız…
Bu yazı 2.175 kere okunmuştur.
Sosyal medya:
Tweetle