İnsanlık Tarihine Denk Bir İbadet: Aşure Orucu

Bir ibadet: Bin beşyüz yıl boyunca, salih müminler onu ihmal etmediler. Alimler onu icma ile baş tacı ettiler. Zira Hz. Peygamber s.a.v. onu tavsiye buyurdu.

Bir ibadet: Bir önceki peygamber, Hz. İsa a.s. onu emretti. Yeryüzü İslâm’la şereflenmeden önce, hak üzere ibadet eden hakiki hırıstiyanlar da onu ifa ettiler.

Bir ibadet: Hz. İsa a.s.’dan da önce, hak üzere ibadet eden yahudiler arasında hüsnü kabül gördü. Çünkü peygamberleri Hz. Musa a.s. da müminlere onu emretti. Onlar, Firavun’un zülmünden kurtuldukları günün şükür nişanesi olarak, binlerce yıl o ibadeti ifa ettiler.

Bir ibadet: Daha eski ümmetler tarafından da kabul edildi. Üç semavî dinin büyüğü Hz. İbrahim a.s.’ın ateşten kurtulduğu günün şükür nişanesi oldu. O’na tabi olanlar da ifa ettiler.

Bir ibadet: İnsanlığın ikinci babası Hz. Nuh a.s. ve ona itaat edenler onu ifa ettiler. Büyük tufandan kurtuldukları, karaya eriştikleri günün bir şükür nişanesi olarak, o ibadeti minnetle yerine getirdiler.

İşte o ibadet, Aşure orucu…

Aşure bir mübarek gün: İnsanlığın babası Hz. Adem a.s.’ın tevbesi o gün kabul edildi. Bütün insanlık için büyük bir mutluluk olmak üzere.

Aşure günü, Muharrem ayının onuncu günü:

Hz. Peygamber s.a.v. Efendimiz Aşure gününde oruç tutardı ve oruç tutulmasını isterdi. (Buharî).

Bu gün için şöyle buyuruyordu: “Aşure gününde tutulacak olan orucun, geçen bir yıl boyunca işlenmiş olan bütün günahlara keffaret olacağını Allah’tan umuyorum.” (Tirmizî)

Aşure günü hakkında O’nunla yahudiler arasında vuku bulan konuşma da ilginçtir. Onlara soruyor, bugün niye oruç tutuyorsunuz, diye. Diyorlar ki:

– Bugün çok büyük bir gündür. Hz. Musa’nın ve ümmetinin Firavun’un zulmünden kurtuldukları ve onların gözü önünde Firavun’un suda boğulduğu gündür. Biz bunun için, bir şükür nişanesi olarak bu günü oruçlu geçiririz.

Efendimiz s.a.v.’in cevabı öyle manidar ki:

– Ben, kardeşim Musa’ya sizden daha yakınım. Bu orucu tutmaya sizden daha layıkım. (Buharî, Müslim, Ebu Davud)

Evet; Aşure orucu insanlık tarihine denk bir ibadet.

Biz zaten biliyoruz ama bu ortak ibadet bir kez daha ispatlıyor ki: Hz. Adem a.s.’dan Hz. Peygamber s.a.v. Efendimiz’e kadar bütün peygamberler aynı merci tarafından gönderilmiştir. Aynı kaynaktan haber getirmiştir.

Yine bu ortak ibadet ispatlıyor ki: İlk insan Hz. Adem a.s.’dan kıyamete kadar, bütün müminler kardeştir. Sahih kaynağa bağlı kaldıkça imanları aynıdır. Sevinçleri ortaktır. Duyguları ortaktır. İbadetleri de kısmen ortaktır.

Ne mutlu insanlık tarihinin bu en büyük ortaklığının ortaklarına!..

Yani, ne mutlu müminlere!..

Arif Gezer, Semerkand Dergisi, Şubat 2004.