rss: yazılar
arama
Dinimizce Temiz Sayılan Şeyler Nelerdir?
Sarhoşluk veren sıvı maddeler, kan, insan ve eti yenenler dahil tüm hayvanlara ve kuşlara ait idrar, dışkı, ufak su döktükten sonra veya ağır bir şey kaldırdıktan sonra tenasül organından gelen ve “Vedi” denilen yaşlık, hafif Şehvet duyulduktan sonra tenasül organından gelen ve “Mezi” denilen ıslaklık, köpek, domuz ve bu iki hayvandan birinin başka cinsten bir hayvanla birleşmesinden doğan her türlü yavru, bunların menisi, yaralardan akan su, irin, kusmuk, safra kesesinden gelen su, eti yenmeyen hayvan sütü, murdar hayvan, eti yenen hayvandan da olsa canlı iken kesilen parçası.
İnsan sütü, eti yenen hayvan sütü, balık, çekirge ve insan ölüsü, insanın kesilen tırnağı, saçı, sünnet edilirken kesilen deri parçası temizdir, necis sayılmaz. Keza, eti yenen hayvandan hayatta iken kırpılan kılı, tüyü ve yünü de temizdir.
Köpek domuz ve bunlardan birisinin başka bir cins hayvanla birleşmesinden doğan hayvan hariç, bütün hayvanların menisi ve insan menisi temiz sayılır, necis değildir.
Yukarıda sayılan necasetler üç kısımdır: [1]
1. Muğallaz Necaset (Ağır necaset):
Köpek, domuz ve bunlardan birisinin eti yenenler dahil herhangi bir hayvanla birleşmesinden doğan hayvandır.
Bunların bulaştığı herhangi bir şeyi temizlemek için, temiz ve temizleyici olan su ile yedi defa yıkamak gerekir. Bu defalardan birinde suya temiz bir toprağın karıştırılması şarttır. Toprak yerine sabun gibi başka bir şeyin suya karıştırılması temizlik için uygun olmakla beraber yeterli sayılmaz. Yani bir defasına toprağın karıştırılması şarttır. [1]
2. Muhaffef Necaset (Hafif Necaset):
Gıda olarak sütten başka bir şey yememiş ve iki yaşmı henüz doldurmamış olan bebeğin idrarıdır. Bununla pislenen yerin üzerine temiz bir miktar su dökmek yeterlidir, böylece o yer temizlenmiş sayılır. [2]
3. Mütevassıt Necaset (Orta dereceli Necaset):
Yukarıda 1. ve 2. maddelerde açıklananlar dışında kalan necasetlerdir. İdrar, dışkı ve kan gibi.
Mütevassıt necaset de iki çeşide ayrılır: [3]
a. Necaset-i Hükmiye:
Maddesi, rengi, kokusu ve tadı olmayan necasettir. Böyle bir necasetin dokunduğu yeri temizleyici su ile bir defa yıkamak kafidir. [4]
b. Necaset-i Ayniye:
Maddesi olan veya renk, koku ve tad sıfatlarından biri bulunan necasettir. Böyle bir pisliğin dokunduğu yerin temizlenmiş sayılabilmesi için pisliğin kendisini gidermek, ayrıca rengini, kokusunu ve tadını izale etmek gerekir. Şayet normal yıkamakla sonuç alınmazsa, pislenen şeyin oğuşturulması, sıkılması ve defalarca yıkanması gerekir. İyice yıkandığı halde pisliğin tadı veya rengi ile kokusu henüz giderilememiş ise sabun gibi bir maddenin de kullanılması şarttır. Buna rağmen anılan özellikler giderilmezse bu kadarcığı affedilmiş sayılır.
Dinen temiz sayılmayan ve NECASET ismi verilen maddelerden üçü temiz hale dönüşebilir.
Bunlar;
1. İçine herhangi bir şey atılmadan kendiliğinden sirkeye dönüşen üzümden mamul sarap, kabı ile beraber temiz hale dönüşmüş olur ve sirke olarak kullanılabilir. Fakat herhangi bir müdahele sonucunda sirkeye dönüşürse temiz sayılmaz ve kullanılamaz.
2. Köpek, domuz ve bunlardan birinin başka bir cins hayvanla birleşmesi neticesinde doğan hayvan hariç, eti yenen veya yenmeyen herhangi bir murdar hayvanın derisi tabaklanmakla necis olmaktan çıkar ve temizlenmiş cisim hükmüne girer. Yani temizleyici bir su ile güzelce yıkandıktan sonra temizlenmiş olur. Ancak şuna dikkat etmek gerekir: Böylece tabaklanmış bir derinin üstünde giderilmemiş tüy ve kıl varsa giderilmesi gerekir. Çünkü kıl ve tüy tabaklanmakla temiz hale dönüşmez. Sadece derinin kendisi bu işlemler neticesi temiz olur.
3. Kan pıhtısı, et parçası halindeki cenin ve yumurta kanı canlı bir yaratığa dönüşmekle temiz hale gelir.
Bazı hafif ve orta dereceli necasetlerden sakınmak ve korunmak cidden zor olduğu için belirli ölçüler dahilinde olmak kaydı ile bir kısmı affedilerek namaza ve Kâ´be´yi tavafa mani sayılmamıştır. Bir kısmı da yiyecek ve içecek maddelerine karışması müsamaha ile karşılanmış, yani o yiyecek ve içecek pis sayılmamıştır.
Bunların ayrıntıları fıkıh kitablarında mevcuttur. Bir kısmını örnek olarak burada belirtelim:
1. Kara sinek ıslak bir necesate konduktan sonra uçup bedene veya elbiseye konduğu zaman ayaklarına bulaşmış, fakat çıplak gözle görülemeyecek derecede az olan necaset o elbise veya bedene bulaşmış olur. Buna rağmen bu hal namaza mani değildir.
2. Yağışlı havalarda bazı sokaklardaki çamurlara hayvan pisliği karışır ve bazan o pislikler görülür. Oralardan yaya geçenler ne kadar dikkat etseler bile çamur sıçrantıları elbiselerine bulaşır. Bundan sakınmak mümkün olmadığı için bu kadarı bağışlanmıştır.
3. Koyun veya keçi sağılırken süt kabına düşen bir-iki katı davar pisliği derhal çıkarılıp atılırsa sütün temizliğine zarar gelmez. Fakat düşen pislik sıvı halde ise veya sütte bir süre kalıp dağılırsa süt pis sayılır.
4. Buğday gibi hububat harmanı döven hayvanların pisliği harmandaki saplara ve dolayısıyla hububata bulaşır. Buna rağmen saplardan ayıklanan hububat pis sayılmaz.
5. Rüzgar esip, necis şeylerle karışık olan toprağı kaldırır, tozu sıvı olan şeylere karıştırırsa, gözle görünürse de bağışlanmış olur.
6. Fare pislikleri çoğalıp, evdeki zahire diyebileceğimiz bulgur, pirinç vb. gibi şeylere karışır ve onlardan sakınmak mümkün olmazsa affolunur.
7- Pire ve sineğin pisliği az olan kan ve irin de affolunur. Ancak bu tür pislikler insanın fiili veya kasdıyla herhangi bir yere bulastınlırsa o zaman affa tabi olmaz.
8- Yaralardan çıkan kan ve irin. Bu durumda kan ve irin çok da olsa 3 şartla affedilir.
a) Kan ve irinden ikisinin de kişinin kendi yarasından çıkması.
b) Kişinin kendi fiiliyle değil de kendiliğinden çıkması.
c) Normal yerinden çok yere taşmaması.
Burdan anlaşılıyorki kan ve irin başkasının yarasından insana bulaşır veya kasden çıkarması ya da yaranın normal sınırının fazla olan kısmına yayılırsa o zaman affa tabi değildir.
9- Haşereden akıcı kanı olmayan karınca, sinek ve arı gibi hayvanların su veya sıvı bir yemeğe düşmesi de affedilir.
Bu konuda Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurur:
“Sizden birinizin kabına sinek düşerse, tümünü içine batrsın, sonra çıkarıp atsın. Zira kanatların birinde hastalık, diğerinde şifa vardır. [5]
Görülüyor ki sinek düştüğü o şeyi pisletseydi hepsinin içine batırılmasını Allah Resulü emretmezdi. Akıcı kana sahip olmayan her çeşit haşere de sinek hükmündedir. Bir şeyin içine düşüp ölmesiyle ya da canlı ise çıkarılması ile de pisletmezler.
10- Et üzerinde kalan kan da affa tabidir.
11- Korunma imkanı olmayan süt emen çocuğun kustuntusu da annesi için affa tabidir. annesinin memesini emerken ağzından memeye bulaşan kusuntu gibi şeyler de affedilir.
12- Hayvan boğazlamakla görevli olan kasabın kestiği hayvanın elbisesine bulaşan kan da affedilmiştir.
13- Sudaki balıkların pisliği suyun rengini ve kokusunu değiştirmediği sürece affa tabidir.
14- İnsanların genelde gidip gelmeyi adet ettikleri Cami gibi yerlerde yuva yapan kuşların pisliği. Bunlardan da korunmak zor olduğu için affa tabidir. Burda her ne kadar ruhsat verilmişse de mümkün mertebe korunmak gerekir. [6]
__________
[1] Kadı Ebu Şuca , Ğayet ül-İhtisar ve Şerhi, Ravza Yayınları: 74-75.
[2] Kadı Ebu Şuca , Ğayet ül-İhtisar ve Şerhi, Ravza Yayınları: 75.
[3] Kadı Ebu Şuca , Ğayet ül-İhtisar ve Şerhi, Ravza Yayınları: 75.
[4] Kadı Ebu Şuca , Ğayet ül-İhtisar ve Şerhi, Ravza Yayınları: 75.
[5] Buhari, 5445.
[6] Kadı Ebu Şuca , Ğayet ül-İhtisar ve Şerhi, Ravza Yayınları: 75-77.
Bu yazı 3.589 kere okunmuştur.
Sosyal medya:
Tweetle